PADİŞAHIN ÜÇ OĞLU Bir padişahın üç oğlu vardı. Üçü de anlayışlı, görgülüydü. Her biri öbürlerinden daha değerli, cömertlikte yiğitlikte, savaş eri olmada öbürlerinden üstündü. Şehzadeler, padişahın tapısında toplandılar. Adeta padişahın iki gözünün nuru üç tane mumdular. Babanın ağaca benzeyen vücudu, gizli bir yol vasıtasıyla oğul’ un iki gözünden su alır, gıdalanır. Oğuldan coşan bu kaynak ananın, babanın bahçelerine kadar akar gider. Anayla babanın gönül ve hayat bahçeleri bu suretle yeşerir, tazeleşir. Onun gözleri, bu iki ırmak yüzünden yaşarır, gözyaşı döker. Kaynak hastalanıp kötüleşirse o ağacın dalları yaprakları da kurur. O ağaç kurumaya başlar, çünkü oğulun vücudundan sulanıyor, gıdalanıyordu. Nice böyle gizli su yolları vardır ki ey gafiller, sizin canınıza ulanmıştır. Gökten, yerden nice sular çektin de vücudun böyle semirdi. Fakat bu iğretidir. Az, az sıkıştırmak gerek. Çünkü elde edilenin bırakılması lazım. Yalnız Tanrı’nın “Adem’e ruhumdan ruh üfürdüm” dediği varlık yo