hikaye7

ŞEYTAN ADEM'E NEDEN SECDE ETMEDİ ?


Hak’kın yaptıklarını da gör, bizim yaptıklarımızı da. Her ikisini de gör ve bizim yaptığımız işler olduğunu bil, zaten bu meydanda. Ortada halkın yaptığı işler yoksa, her şeyi Hak yapıyorsa, şu halde kimseye “bunu niye böyle yaptın” deme!
Tanrı’nın yaratması, bizim yaptığımız işleri meydana getirmektedir. Bizim işlerimiz Tanrı işinin eseridir.

Söz söyleyen kimse, ya harfleri görür, yahut manayı. Bir anda her ikisini birden nasıl görebilir? İnsan konuşurken manayı düşünür, onu kastederse harflerden gafildir. Hiçbir göz bir anda hem önünü hem ardını göremez. Şunu iyice bil! Önünü gördüğün zaman ardını nasıl görebilirsin?

Madem ki can, harfi manayı bir anda kavrayamıyor, nasıl olur da hem işi yapar, hem o iş yapma kudretini yaratır? Ey oğul! Tanrı, her şeye muhittir. Bir işi yapması, o anda diğer bir işi yapmasına mani olamaz.

Şeytan, “Bima ağveyteni” dedi; o alçak ifrit, kendi fi’lini gizledi.

Adem ise “Zalemna enfüsena” dedi; bizim gibi Hak’kın fiilinden gafil değildir.

Günah ettiği halde edebe riayet ederek Tanrı’ya isnad etmedi. Tanrı’nın halk ettiğini gizledi. O suçu kendine atfettiğinden ihsana nail oldu.

Adem, tövbe ettikten sonra Tanrı, “Ey Adem! O suçu, o mihnetleri, sen de ben yaratmadım mı?” O benim taktirim benim kazam değil miydi; özür getirirken niye onu gizledin?” dedi.

Adem “Korktum, edebi terk etmedim” deyince Tanrı, “İşte ben de onun için seni kayırdım” dedi.

Hürmet eden hürmet görür. Şeker getiren badem şekeri yer. Temiz şeyler temizler içindir; sevgiliyi hoş tut, hoşluk gör; incit, incin!

Ey gönül! Cebirle ihtiyarı birbirinden ayırt etmek için bir misal getir ki ikisini de anlayasın:

Titreme illetinden dolayı titreyen bir el, bir de senin titrettiğin el... her iki hareketi de bil ki Tanrı yaratmıştır; fakat bu hareketi onunla mukayeseye imkan yoktur. İhtiyarınla el oynatmadan pişman olabilirsin; fakat titreme illetine müptela bir adamın pişman olduğunu ne vakit gördün?

Anlayışı kıt biriside şu cebir ve ihtiyar meselesine yol bulsun, bu işi anlasın diye söylediğimiz bu söz, akli bir söz, akli bir bahistir. Fakat zaten bu hilekar akıl, akıl değildir ki.

Akli bahis, inci ve mercan bile olsa can bahsi, başka bir bahistir. Can bahsi başka bir makamdır, can şarabının başka bir kıvamı vardır. Akıl bahisleri hüküm sürdüğü sırada Ömer’le Ebülhakem sırdaştı. Fakat Ömer, akıl aleminden can alemine gelince can bahsinde Ebülhakem, Ebucehil oldu. Ebucehil, cana nispetle esasen cahil olmakla beraber his ve akıl bakımından kamildi.

Akıl ve bahsi, bil ki eser, yahut sebeptir (onunla müessir ve müsebbip anlaşılır). Can bahsi ise büsbütün şaşılacak bir şeydir.

Ey nur isteyen! Can ziyası parladı; lazım, mülzem, nafi, muktazi kalmadı. Bir gören kişinin. Nuru doğmuş parlamaktayken sopa gibi bir delilden vazgeçeceği meydandadır.

Yine hikayeye geldik; zaten ne zaman hikayeden ayrıldık ki?

Cehil bahsine gelirsek o Tanrı’nın zindanıdır; ilim bahsine gelirsek onun bağı ve sayvanı. Uyarsak onun sarhoşlarıyız; uyanık olursak onun hikayesinden bahsetmekteyiz. Ağlarsak rızıklarla dolu bulutuyuz; gülersek şimşek!

Kızar, savaşırsak bu, kahrının aksidir, barışır, özür serdedersek muhabbetinin aksidir.

Bu dolaşık ve karmakarışık alemde biz kimiz? Elif gibiyiz. Elif’inse esasen, hiç ama hiçbir şeyi yoktur!

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Keske 'Tanri' yerine Allah veya Allahu Teala kelimesi kullanilsaydi.

Dinimizde Tanri kelimesini kullanmak uygun degil ki.
Adsız dedi ki…
arkadaşımadan allah binkere razı olsun AMA SEVGİLİ ARKADAŞIM NEDEN A L L A H DEĞİLDE diğer ismi kullandın. inşallah değiştirirsin.
metinekinci dedi ki…
Allah razı olsun diyenlerin cümlesinden Allah razı olsun. Sevgili ottoman-snr bu eser benim tarafımdan yazılmadı. Kültür Bakanlığı'nın Mesnevi tercümesi'dir. Benim yaptığım yalnızca böyle güzel bir eserin daha fazla insana erişebilmesi için internet ortamına aktarmaktır. Bu yüzden de eser içinde geçen "tanrı" kelimelerini "Allah" olarak değiştiremem. Ama siz okurken Allah diye okuyabilirsiniz. Selam ve dua ile...
askarya dedi ki…
Mesnevi yi okuyupta Allah (cc) yerine Tanrı niye yazdın ? diye soru sormak Mesneviden gereği kadar şey anlamamış olmaktır sanırım Lütfen tekrar okuyun güzel kardeşlerim ayrıca bu güzel hizmeti veren metin ekinciden Allah(cc) razı olsun. Allah (cc) Kuran-ı Azimuşşan da geçen değişik arapça isim sayısı 83 esma -ül hüsna 99 hadislerde geçen sayı 104 tür. Tanrı Türkçe Allah(cc) Hüda da farsça Allah(cc) demektir, mesnevi aslında Hüda çok geçer. Hüda = Tanrı = Allah(cc) aynı zatul Baki vel Kerim.
askarya dedi ki…
Mesnevinin aslında Hüda çok geçer oda farsça ne var bunda Tanrı = Allah(cc) Mesneviyi iyi anlayarak okunsa bu soru sorulmaz bence. Ayrıca Metin Ekinci ye bu hizmetinden dolayı çok müteşekkir olduğumu bildirmek isterim.
hakkperver dedi ki…
tanri kesinlikle allah manasına gelmez.ancak ilah manasının karşılığıdır.
yagmuryurekli_13 dedi ki…
öz arkadaşım kelimeye takılmış ama tanrı kelimesini biz hep müslüman olmayan insanlar kullanıyor diye bi düşünceye sahibiz oysaki tanrının kökü tanımaktan gelir insanlar allahı tanıyarak müslüman oldular eski türk devletlerinde islamiyete geçmeden önce tek tanrıya inanılırdı ve ona tengri bildiğim bi kaç birşeyle konuya vakıf oldum mevlanın yazdıkları o kadar ibretlik şeylerki kelimeye takılmak bize yakışmaz..
askarya dedi ki…
Hak’kın yaptıklarını da gör, bizim yaptıklarımızı da. Her ikisini de gör ve bizim yaptığımız işler olduğunu bil, zaten bu meydanda. Ortada halkın yaptığı işler yoksa, her şeyi Hak yapıyorsa, şu halde kimseye “bunu niye böyle yaptın” deme! Diye başlayan bu hikayeyi baştan bir daha okusalar sorun kalmaz, Hak ta esma-ül hüsna dan biri.
Kethûdâ dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Kethûdâ dedi ki…
"Mim, vav, mim ve nun harflerinde bir yücelik yoktur. "Mümin" sözü ancak tarif içindir. Ona münafık dersen... O aşağılık ad, içini akrep gibi dağlar. Bu ad, cehennemden ayrılmış ve kopmuş değilse niçin cehennem tadı var? O kötü adın çirkinliği harften değildir. O deniz suyunun acılığı kaptan değildir." der Mevlana. Yani şekilciliğe bu denli karşı olan bir insanı anladıktan sonra zaten "Neden Allah yerine tanrı diyorsunuz?" sorusunu sormazsınız. Zira Karahanlılar dönemine ait bilinen ilk Kuran tercümesinde de Allah yerine "Tangrı" kelimesi geçer. Farslar da Hüda derler ki eserin orjinalinde de rastlayabilirsiniz. Mesela Çeçenler de "Dela" ya da "Deel" derler. Hatta Allah razı olsun Çeçence'de "Deel reez hüül hyüğna" şeklinde söylenir. Karahanlılar dönemine ait olduğun sanılan bilinen ilk Kuran tercümesinde bile Allah yerine "Tangrı" kullanıldığını görürsünüz. Önemli olan taşıdığı manadır. Başka şey değil.

Bu blogdaki popüler yayınlar

hikaye113

hikaye61

Hz.Mevlana'dan Bir Dua